25.10.13

İtiraf Ediyorum, Bağımlıyım!

Her sabahki rutinim:
Uyan.
Uyanma sonrası işlerini tamamla.
Kahve yap.
İçerken sırayla facebooka ve twittera bak.
Kahvaltı hazırla.
Yerken sırayla markafoniye, trendyola, limangoya gir. Çarşamba günüyse tchiboya da gir. Başka sitelere girme!
Güne başla.

Sanıyorum nisan ortasından beri güne başlayamıyorum sevgili okur. Hele de ofise erken gitmeme gerek yoksa güne başlamam saat 4'ü buluyor. Başlarda çok takılmıyordum. Yorgunum, biraz böyle olmaya ihtiyacım var demek ki diyordum. Sonra yaz geldi, taşındık falan derken ekimi buldum... Aaa bu arada evet taşındık hem de başka bir şehre. Ama o başka bir yazının konusu olacak sanırım.

Neyse ne diyordum, kendime şefkat, anlayış falan feşmekan göstere göstere ekimi buldum hatta neredeyse kasım olacak... Ama eski üretken halimden eser yok şimdi... Profesyonel bloğuma bir şeyler yazmadığım gibi canımın içi Sesteş Günler'e de hiçbir şeycik yazmıyorum ne zamandır... Twitterda neredeyse yokum... Twitter'daki profesyonel hesabımda hiiç yokum. Facebookta ayda yılda bir birisinin paylaştığı şeyi beğeniyorum. İş yerimin Facebook sayfasını ziyaret eden bile kalmamış. 3-4 arkadaşım dışında kimseyi arayıp sorduğum söylenemez. Mesleki hiçbir şey okumuyorum neredeyse... NE OLUYOR BANA?

Ne olduğunu bilmiyorum. Nasıl durduğumu biliyorum... Duran Kadın oldum ben... Ayakta durmayan ama yatakta duran, koltukta duran, masa başında duran, bazen bir cafede saatlerce duran kadın...

Gelelim ne olduğuna dair hipotezime.
Sanırım ben bir bağımlımyım.Şimdi alkışlayıp cesaretimden dolayı beni kutla sevgili okur. İtiraf ediyorum çünkü bağımlılığımı... Alkole değil, kumara değil, uyuşturucuya hiç değil... Beğenilmeye bağımlı oldum ben galiba. Yazdıklarım, yaptıklarım, duruşum, oturuşum, kalkışım, bakışım beğenilsin istiyorum... Diğerine bağımlıyım ben. Beğenileyim, merak edileyim ki varolayım. Oysa nefes alıyorum ve varım... Varlık için tek gerek bu.

(Şimdi burada beğenilmeye bağımlı olduğumu itiraf ettiğim şu anda senin bir sonraki cümlemde kullanacağım kelime için ne düşüneceğini umursamamaya çalışıyorum sevgili okur. Daha kibar kullanımları olsa bile ben yine de komik ve amiyane olan tabiri kullanacağım)

Daha önce bahsettiğim arkadaşım P. dedi ki bana:
"Herkesin osuruğu kendine güzel"

Allahım ne anlamlı söz bu! Hatta vurgulamak istiyorum, herkesin ossuruğu kendine güzel. Yani herkes osurunca kendisi rahatlıyor. "Ohh karnımdaki gerginlik geçti" diyor. Osururken çevremdekiler kokuyu sevecek mi diye düşünmüyor. Osurduğu için kendisi mutlu oluyor... Ben osurdum siz de sevinin, beğenin demiyor.


Davrandıktan, konuştuktan sonra diğerlerini yoklamamanın hafifliği... Diğerinin sessizliğinde, tepkisizliğinde yine de osuruğun verdiği mutluluğu yaşamaya devam etmek... Diğerinin memnuniyetsizliğinde bile -diğerinin kim olduğuna bağlı olarak, geribildirimi belki bir değerlendirmeden geçirip, memnunsam- osuruğumun rahatlığını yaşamaya devam etmek...

Çok güzel değil mi?

Ben beğendiğim için üretmek, hatta bazen beğenmesem bile, üretmek iyi geleceği için üretmek...
Üretmek geliştireceği için üretmek...
Güzel olsun, eksiksiz olsun, mükemmel olsun diye değil...
Ben iyi hissedeyim diye...

Sadece...