2.12.12

Bilmem Gerekmeyen Şeyleri Bilme İsteğim

Pazar günü oturdum aylaklık ediyorum. Pinterest senin Twitter benim dolaşırken sürekli aklımda bilgisayarı kapatıp başka şeyler yapmak var. O sırada pinterestte bir pin'e rastlıyorum. 
"Bilmeniz Gerekmeyen 50 şey" 
başlığı...

Bu önemli bir bilgi benim için. Bir şeyi bilmemin gerekmemesi. O zaman bilmek istiyorum. Mesela lisede ödev verilirdi, bir de yapılması gerekmeyen, isteğe bağlı ödevler olurdu. Ben isteğe bağlı olanları önce yapıp diğerlerini yetiştiremezdim mesela. :) - Bir P. klasiği!

İşte bugün de böyle oldu... Orada bilmemin gerekmediğini yazınca hem okumak istedim. Hem de bloğumda paylaşmak istedim. 

Ellinci madde büyük hayal kırıklığı oldu benim için. Bir çikolatanın içinde 8 böcek bacağı oluyormuş! Önce okuyunca biraz midem bulandı, bu bilgi gerçek olabilir mi diye düşündüm, çikolata ile olan ilişkimi gözden geçirdim. Ama bu bilgi beni çikolata yemekten uzaklaştırdı mı sevgili okurum? Tabii ki HAYIR! Belki de o böcek bacakları olmasa tadı o kadar güzel olmayacak, belki 20 yıl sonra böcek bacağı kansere iyi geliyor diyecekler... Kim bilir... Ben çikolatayı her haliyle seviyorum ve kabul ediyorum...

Buyrunuz, bu gereksiz bilgileri sizlerle de paylaşayım... İngilizce bilenler bilmeyenlere anlatsınlar...


Resim yazısı ekle
 

29.11.12

Sonunda...

Merhaba sevgili okur, 
Yine yeniden merhaba,

Bir süre önce adımı soyadımı Google'dan arattığımda bloğumun adımla eşleştiğini gördüm. Oysa ben adımı belki ama soyadımı "zinhar" kullanmıyorum bloğumda... Nereden eşleştirdi, nasıl anladı bir süre ben anlamadım... Dedim ki Google'ın işine akıl ermez ve kabullendim. 

Bir kaç gün sonra bir de fark ettim ki, ben  yanlışlıkla Google+ denen sosyal zımbırtıya üye olup sosyalleşmeye başlamışım. Amman ne güzel dedim, bir orası eksikti kendimi göstermediğim :)

Neyse sordum soruşturdum, önce + şeysini iptal ettirdim. Ama Google unutur muuu, unutmaaaaaaz... Bir türlü adımla bloğum arasındaki bağı koparamadım. Derken bloğa da girmez oldum...

Günler, aylar, yıllar geçti sevgili okur. 
Son yazdığım yazıyı okudum. Hala o kıza öfkeliyim. Görsem selam bile vermem... Sonra önceki yazımdaki P hala canım :)

Hala görüşmek istediğim ve bir türlü görüşemediğim canım arkadaşlarım var, mesela U ve R. Ah, taşınacaklardı işte karşımıza... Ne de güzel olacaktı. Olmadı, neyse.

Ofis hala devam ediyor, hatta giderek daha yoğunlaşıyor. Tahtaya vuralım, dilimizi ısıralım, popomuzu kaşıyalım ve bilimum şeyler yapalım... Eski işimden neden ayrıldım diye 1 kere bile sormadım kendime... Yaptığım en doğru seçimdi sanırım...


İşte böyle...
Tekrar yazmaya başlamak güzel.
Acaba hala beni takip ediyor musun sevgili okur?
Küsmezsin sen, biliyorum ben...
Daha sık uğra artık sesteş günlere.. Yazıyorum ben yine...
Müziklerimle ve resimlerimle
I am back ;)