28.11.10

Hamamböceği



Son dönemde iyi hissediyorum, evet.
Ama bu,
mutlu blog yazımı yazdıktan beş dakika sonra
ters dönen hamamböceğinin çaresizliğini
içimde hissetmeyeceğim anlamına gelmiyor sevgili okur...
Sen de, ben de bunu böyle belleyelim!
Düşmez kalkmaz bir Allah...
Ben de bir iniyorum bir çıkıyorum işte...


Pink Floyd - Ummagumma - Grantchester Meadows

26.11.10

Takip Ediliyorum Sanırım! -Yaşasıınnn :)

Eveeet, bir başka başlıkta işte yine beraberiz sevgili okur!
Öncelikle bu başlığın şarkısını çalmaya başlayalım...




Çok değişik bir şey oluyor son günlerde.
Takip ediliyorum!!!
Evet belki inanmayacaksın ama okurcuğum gerçekten takip ediliyorum!
Peki bu eğlenceli müzik neden?
Çünkü beni gökkuşakları takip ediyor :))
Daha önce de yağmurlu günler oluyordu, hava bir kapanıp bir açılıyordu ama hiç gökkuşağı görmüyordum ben.

Mesela çarşamba sabahı ne oldu anlatayım.
Sabah 6.30'da uyanmama rağmen evden 8 gibi çıkabildim, geç kalmanın eşiğindeydim. "Lütfen trafik açık olsun, lütfen lütfen lütfen" derken ben içimden; o kırmızı mavi ışıkları yanan, radyo keyfimi kabusa döndüren konvoylardan birisinin arkasına düştüm. Bu konvoyların en kötü yanlarından birisi de iki - üç şeridi aynı anda tıkıyor olmaları. Yani ışıklı pavyon arabalarından birisi önde gitse, muhterem kişinin arabası ortada olsa ve arkadan da sinyal ve sinir bozucu araç gelse yetmiyor mu? Böylece tek şeridi doldururlar sadece...

Ama yoook, herkes bu muhterem kişilere zarar vermeye çalıştığı için  (hastalıklı düşünce örneği) sağda ve solda da birer pavyon arabası gidiyor. Böylece en az iki şerit dolmuş oluyor. Ve şeritlerden birisi boş olsa bile konvoy o şeridi tıkıyor. Bu da insanın çileden çıkmasına yetiyor.
O kadar gıcık oluyorum ki bu konvoylara! İçindekine zarar vermeyecekken de veresim geliyor resmen. Eğer o sinyal bozucu, bedduaları da bozmuyorsa yakın zamanda muhteremlerin başlarına bir şey gelebilir... Benden söylemesi!!
Neyse, konumuz bu değildi di mi.. Azıcık anlattım rahatladım...
Çarşamba sabahı ise çok daha mucizevi bir şekilde rahatlamıştım.
Konvoy önde ben arkada giderken İ. Melih'in yaptığı alt geçitlerden birisine girdim. Konvoy ise üstten devam etti. Konvoya yol açmak için polis alt geçitten çıkanları durdurdu. Biraz bekledik alt geçitte, sonra konvoyun uzaklaşmasıyla radyom çalmaya başladı :) sonra trafik açıldı veeee alt geçitten çıkınca ne göreyim! Tam karşımda pırıl pırıl bir gökkuşağı... Çoook güzel görünüyordu!

Perşembe günüyse anaokulunda tam veli görüşmelerini tamamlayıp bir bardak çay almıştım ki birden çok parlak bir gökkuşağı tam pencerenin önünde beliriverdi. Fosforluydu sanki :)


Bu iki şaşırtıcı karşılaşmanın dışında arabada giderken, evde kahvaltı ederken, yolda yürürken tüm hafta boyunca takip etti beni gökkuşakları... Galiba güzel şeyler oluyor, olacak hayatımda ve gökkuşakları mutsuz olmama, moralimi bozmama izin vermiyor. Keyfimi hep yeride tutuyorlar...

Uzun zamandan sonra bir sonbaharda mutluyum yine...
Ohh..
Nazar değmesin, gökkuşakları hep izlesin beni!
Sen de izle beni sevgili okur...
Kal sağlıcakla :)

(Bu arada müzik Two to Tango adlı albümden...)